Neden İstanbul'da oynanan her sahne böylesine delirtici olur? Hep ağlatır mı Beşiktaş ve hep yalnız mıdır Beyoğlu? Hep hüzünle karışık bir şeker mi kokar Haydarpaşa? Hep umursamaz mıdır tren vagonları, konuşulanları hiç mi duymazlar da bir ses vermezler? Hep şahit midir güvercinler güneşe karşı dans eden erkekle kadına? Hep mi yollarını boşaltır Boğaz Köprüsü "derin bir ayrılış"a giden sevgililere? Ve o derin ayrılışlar hep mi İstanbul uyurken olur?


Sorular sorular sorular... Yazacağım birkaç gün sonra kafam biraz dinginleştiğinde, İstanbul biraz gittiğinde gözümün önünden. Ama şimdilik bu kadar. Öyle derin bir acı ki bu ağzımı açıp tek kelime edemez oldum. Ama yazacağım. Bundan sonra hep "yazacağım".

Yorumlar

  1. istanbul... ne kadar lanet bir sehirdir bir okadar da büyüleyici... istanbul'a kendini kaptırdıgın zaman ya hayatını kazanıyor yada hayatını kaybediyor... arasını bulmak imkansız...mekanlar insanlar hep bir uyum icersinde herkes kendi yolunu cizmiz ama sen çizene kadar o kadar cok sey kaybediyorsun ki hayatından ... dikkat et senide kaybetmeyelim...

    YanıtlaSil
  2. :) yok yok bişi olmaz arada kaybolur giderim ama bulurum yolu ben ;) yani umarım ...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar