Nefes Bile Almadan

Sana dokunamıyorum.
Artık öyle yakıcı oldun ki... Hiç konuşmadan, hiç dokunmadan, hiç bakmadan yakıyorsun. Küçük bir düşünce külü halinde düşüyorsun beynimin tam ortasına. Yayılıyorsun,yayılıyor ve yanılıyorsun. Seni söndüreceğimi düşünüp, hızlandırıyorsun herşeyi. Herşeyi tüketiyorsun.
İlk saniyelerde küçük bir kor olan sen, yakıp geçtiğin yeri hiç düşünmeden ilerliyorsun. Ah senin şu hoyrat, güzel başın. Hep ellerimin arasında olsun istediğim güzel başın. Hep dik ve bildiğini okuyan. Yine beni şaşırtmıyor, yine bildiğini okuyor bildiklerimi hiç okuyamadığı gibi. Oysa ben biliyorum. Hiç durmayacağını,yakıp geçeceğini hatta sana yazılan düş kırmızısı gerçeklikleri bile küle çevireceğini. Biliyorum ama sen bunu bilmiyorsun. Karşı koymuyorum sana. Dilediğin gibi gel, yak, git. Ben yine yazarım düşler bitene dek. Yeni düşlere düşene dek...
Yayılıyorsun durmadan durmadan! Sana bakıyorum uzaktan. Yüzüne çok yakışan minicik bir burnun ve gözlerin. Gülüyorsun. Ama sırtın bana dönük. Sen her sırtını dönüp güldüğünde burada günler yanıyor. Küller içinde günler. Sana yazmak istiyorum ama kağıdıma düşüyor gülüşün ve yine küller!... Bir ağlayabilsem diyorum, ağlasam ve arınsa herşey. Seni söndürebilsem ve belki geri döndürebilsem. Kalkıyorum aklımın yanmaktan kurtulan son parçalarını toplayıp. Eski bir bavula dolduruyorum herşeyi. Seni, beni,gülüşünü, nefes bile alınmadan dinlenen şarkılarımızı. Eksik bir şey kalmasın istiyorum. Arıyorum, arıyorum, ağlıyorum. Sonra Galata fotoğraflarını da alıyorum. Deniz kokusu, yaslanabileceğimi umduğum omzun ve adına güldüğümüz tekneler, yan masadaki sarışın bebek, geçtiğimiz yollar hepsini söküp sıkıştırıyorum bavula. Ve hazırsın. Herşey hazır.
Gidiyorsun bugün. Şimdi. Seni kendi ellerimle uğurluyorum. Geçip gidiyor, geçmiş oluyorsun. Son bir nefes çekip içime seni ve son kez izin verip yakmana beni, o iskelenin ucuna gelip açıyorum bavulu. Dağılıyor herşey. Herşeyimi denizin yüzüne çarpıyorum. Acımı ondan çıkarırmışçasına acıta acıta ve ah, acıya acıya... Sakin ve kendinden emin dağılıyorsun önce yüzeye. Yüzümden akıp gidiyorsun rüzgara karışıp. Sana son kez bakıp keşke yazdıklarım kadar güzel olabilseydin diyorum. Duymuyorsun. Batarken herşey, yanmış bir gülümseme gelip takılıyor dudaklarıma...
O sabah ve ondan sonraki sabahlar uyandığımda aklım bir daha hiç yanmıyor. Deniz kokusu yüzüme hiç vurmuyor ve o tekneler hiç yüzmüyor. Yan masadaki bebek hiç büyümüyor,artık kimsenin omzuna yaslanmıyor başım. Ve Galata nerede kimse bilmiyor.

"...
içimde dolaşan alkol gibi
sana gitgide sarhoş oluyorum
ruhumu kaybetmiş gibi
sadece senin için yaşıyorum

nefes bile almadan,
seviyorum seni!
..."

bkz. Redd-Nefes Bile Almadan

Yorumlar

  1. "Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz
    Yalnızca bir düş içinde bir düş."

    en güzel mısralardan biri düştü hatrıma..E.A.Poe'dan gelsin..

    yaz!bu bir emir olmayacak hiçbir zaman..teşvik olsun kulaklarında eline de düşsün lütfen..

    YanıtlaSil
  2. "Düşler ülkesinde koştururken sen;ben düştüm.
    Yalnızca bir 'düş'..."

    Yine hatrına bir yansıma düşüreyim istedim. Bu da benden gelsin...

    Yazalım,sözler bittiğinde düşler var nasılsa;)

    YanıtlaSil
  3. Hep öyle de kalıcak sadece ve kesin bir düş(üş) son bulana dek, o hayatı yakalayana dek..

    YanıtlaSil
  4. "Ah hep düşlesek,hep düşmesek... "

    Düşler biterse paylaşırız.
    Durmak yok yola devam efenim;)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar