Yitik

Zamanın elinden düştüğünü görür gibiyim. Anılar pencere kenarında kırıntı, kuşlara yem olduk. Sokaklardan gölgemiz bile çekti elini eteğini. İki farklı köşeye yuvarlanan aynı zarlar gibi... Yuvarlandık komşu şehirlerin birbirine bitişmeyen duvar diplerine. Yüzümüz farklı denizlere dönük, sesimiz başkalarına tanıdık. Ve tenlerimizi başkalarıyla paylaştık. Uyuduk, uyandık. Yandık biraz, biraz söndük. Kül olduk, savrulduk. Yeniden diyemeyeceğimiz, yeniden isteyemeyeceğimiz kadar savrulduk hem de. Üstelik vurulduk. Ayrı zamanlarda ayrı vücutlara.
Ama bitti.
Düşle kabus arasında gezindiğimiz her gün, çöpe giden takvim yaprağından başka birşey değil artık. Sonunda çöp olduk. Yazılan, söylenen herşeyin olduğu gibi. Dilimin ucunda cam kırıkları, başımı senden güçlü omza yaslarken ben, gülüyorum gözümden sızanlarla sana. Keşkelerimi saklıyorum bu kez, ihtimaller cam kırıklarından delik deşik. Ve sen; yitik kahraman, uyan artık biz bittik.


Haklı yenilgine aptalca bahaneler uydururken sen, düşünüyorum: Nasıl aptalsın oğlum nasıl!



B.'a


Kocaeli|Gece ??:??

Yorumlar

Popüler Yayınlar