İste-k

Otur.
Hiç sormadan çek içimdeki boş sandalyeyi. Otur ve gör beni. Yeni yeni masalların, uykumdan edecek romanların olsun elinde. Dök masanın üstüne hepsini. Ve anlat, anlat bana hiç durmadan...

Konuş.
Ne varsa aklında koşuşturan tutup kolundan çevir bana doğru. Aklıma gir, aklımı çel. Uçabileceğimden bahset örneğin, kanatlarım olmaksızın. Ya da sonsuza dek yaşayacağımdan bahset. Senin yanımda olabileceğinden bahset. Yalan da olsa, ihtimalsiz bir öneri de olsa yanımda olmanı isteyip istemediğimden bahset, sor bana. Ben sus diyene dek, konuş sen...

Gel.
Benimle kimsenin gelmediği yere sen gel. Cesaretin olsun çantanda. Üşüdüğümde çıkartıp omuzlarımı ört. Tut elimden sıkı sıkı. Trenlere atla benimle. Mahallelere dal. İnsanların hayatına gir. Bir kahvede çay iç. Ve bir teknede balık tut örneğin... Yeni yollar çıkar önüme hep. Uzun, senli, benli. Gidilecek yollar bitene dek gel benimle sen, korkma.

Anla.
Hiç konuşmayıp seni dinlediğimde sıkıldığımı değil senden parçalar alıp aklıma sakladığımı anla örneğin... Ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi her soruna kafamı salladığımda seni dinlemeyi tercih ettiğimi bil. Sonbaharın beni yerle bir ettiğini de anlamalısın. Kafamda uçuşan binlerce paranoyak ihtimal olduğunu, her sessiz kalışının kaçak yapılı düşüncelerimi yıktığını da fark et...

Dokun.
Herkesin dokunduğu gibi değil, kendin gibi dokun. İçinden geldiği gibi, dilediğin gibi olsun herşey. Küçük gezintilerle, keşiflerle başla. Tanıdıkça aynı iklimin çocuğu ol tenimle. Aynı acıyı hisset, aynı hazzı tat. Dokunmakla başlasın herşey, bir dokunuşla sadece...

Hisset.
İçindeymişim gibi. Senin kaburgandan yaratıldığım efsanesi doğruymuş gibi, içinden geldiğimi hisset. Her dokunuşun altında yüzyıllardır kıpırtısız yatan bir kadın olduğunu örneğin... Ya da ateşi hisset, yanmayı... Dokunuşlar ve ateş, birebir aynı.

Sev.
Annen gibi örneğin. Hep koynunda uyuyabileceğin bir kadın... Ya da bir abla, her derdinde yanıbaşında. Ve bir kardeş gibi sev. Hep kanat gerdiğin, düşmesine hiç izin vermediğin... Ve sonra katıksız bir kadın gibi sev beni. Hiçbir şeyle karıştırmadığın özel bir kadın. Sıfatlara bürünüp geldim, sen sev...

Seviş.
Bütün dünyayı fethetmiş bir kahraman kıvamında gezin tenimde. Ele geçir, tanı, fethet. Ya da utangaç bir çocuk, dokunmaktan çekinen. Belki arlanmaz bir adam, tüm sınırları yıkıp geçen... Ama naif bir ritmi olmalı herşeyin, karşı konulmaz bir saflığı. Kendin olmalısın içimde, kendini bulmalısın. Ve farkımız kalmadığında birbirimizden yüzünde kendimi görmeliyim, kendimi bulmalı... Gece bitene dek seviş benimle, sev...



Ve basit şeyler istediklerim... Herşey böylesine açık ve böylesine yapılabilirken neden bu tek kişilik oyun? Neden yalnız her gece ve neden sadece benle gelir tüm sabahlar?





07.10.09
Yeni yaştan yeni istekler, bu kez olsa ne olur yahu...

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar