Buhranlı Adam ve Macerası

Neden yoksun?

Geldin, gördüm ve aniden bir toz bulutu gibi dağıldın kayboldun. Göz açıp kapamak kadar hızlı oldu herşey. Anlamsız, hoşnutsuz, gereksiz... Kafiyelerimdeki adam, güzel adam... Olmadı böyle. Neden diye sormak bile içimden gelmiyor öyle uzak görünüyorsun gözüme, içime. Koşar adım terk etmek seninki muharebe alanını. Cesaretsizlik...

Küçük buhranları olur insanoğlunun. Küçük zihinsel kaçamakları. Senin buhranların neden böyle sancılı? Neden izin vermedin seni içinde ziyaret etmeme? Neden bütün kelimelerin zincire vurulmuş gibi? Neden böyle uzak bir kokun var üzerine sinmiş? Ve neden hala geceleri geçmişine sarılıp uyuduğunu düşünüyorum ?

Geldin. Yüzünü gördüm. Gözlerini, dudaklarını. Hiç öpmeden anlatabilirim sana tadını. Paslı biraz, biraz şekerli. Biraz geçmiş kokulu biraz da heyecanlı... Sen, sen ne söyleyebilirsin? Hiçbir şey... Oysa dümdüz herşey. Gördüğün, görmek istediğin... Ama sen; buhranlı adam, bir sabah bavulunu toplayıp terk etmişsin kafiyelerimi. Kırıntılarını dökmüşsün, yolun izin belli. Ama ne sen dönüyorsun elinde bir buket masalla ne de ben gel diyorum.. Oysa kısa bir kıyametten önce seviştik biz zihnimizde. Ve şimdi yatak dağınık, nefeslerimiz dehlizde...


Oysa sonbahar... Güzel manzaraları vardır şehirlerin. Sen onları izlemek varken uzak kalmayı seçtin. Ve ardında sarı sıcak bir mektup bile bırakmadan, öylece kalkıp giderek. Oysa sonbaharda ufak tebessümlerime seni katmak vardı ince ince, gerçeği kaçırmadan hayale dalmak vardı...

Güzel adam; bana aşık olmak istiyor musun hala?




?








-Geçmiş, geçmiştir. Geçip gitmiştir. Tereddüttler zihnin gölge oyunudur.
yazarken:Düş Sokağı Sakinleri-Sen Yine Seni Sev

Yorumlar

Popüler Yayınlar