Hypnos

                                                                         " Uyku, yarı ölüm halidir. "


  Binlerce kez ölmüşüzdür o yataklarda. Sevişmeyi kullan-at hale getirip zorla, kasıla kasıla milyon kez bölünmüş uykulardan kalkmışızdır. Kaç kez birlikte uyuma fikrinin paniğiyle gidip kusmuşuzdur. Okyanus gibi yatakta kibrit kutusunda yatar gibi hissetmişizdir. İlk otobüsün ne zaman geçeceğini en iyi biriyle uyuyamayan bilir. Bir insanın kaç dakika içinde uykuya dalacağını da, rahat kaçabilmek için sevişmeyi yatağın hangi tarafında bitirmek gerektiğini de. Hayatta kalmak isteyen bir "uykusuz" iseniz bütün bunları bilirsiniz.

  Düşünüyorum da bir insan ömrü boyunca kaç kucakta rahat edebilir? Belki annenin, belki babanınki. Belki kardeşin ufacık kucağı. Sonra? Kaç adamın kucağı huzurludur, güçlüdür, alıp götürür? Kaçının kucağının içinde kaybolursunuz, ufacık kalırsınız dünyadaki en küçük cisimmiş ve bundan da hiç korkmuyormuş gibi? Huysuz atlardan farkı olmayan bir kadınken nasıl olur da o göğüste sakinleşir, hafiflersiniz?

  İlk kez yatağımda dönüp duruyor rahat edecek köşe bulamıyorum. İlk kez küçücük yatakta iki kişi olsak diyorum. İlk kez sıcak da olsa sarıp sarmalasa diyorum. İlk kez sığdığım kucağı şu dünyada tamamlanmam gereken parça olarak görüyorum.

  "Elde olmayan sebepler"den dolayı tam zamanıyken başımızı ayrı yastıklara koymamızı içim götürmüyor. Koyun koyuna uyumak varken nedir bu kilometreler, nedir bu ayrı şehirler? Araya mesafelerin girmesi, şu insanoğluna yapılan en büyük sabır oyunu.

  Tam da uykuyu yarı ölüm halinden şölen alanına çevirmişken şimdi işin yoksa yeniden öl.
  Ne yapalım, bir şey söyle.
  Ölmeyelim de bekleyelim mi?





"sen uzaktasın, ben uzanmış.
 sensiz olmaz."

sensiz olmaz, olmaz.



Yorumlar

  1. seni zerre tanımıyorum, ama çok huzurlu kelimelerin var. hayatının dönüm noktalarından birine gelmiş bir adam için bile şu yeldada ışık olabiliyor. seni yakından tanımayı isterdim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar