Kabul

Tamam, kabul.
Bana yalanlar söyle.
Hatta söylemekle kalma, çal. Notalarını da karıştır bu işe. Kendinden birşeyler kat, sesinden falan. Ben kanarım, sen çal söyle. Ben inanırım, sen kandır beni. Öyle pamuk ipliğindeyken bütün mesele hokkabaz edasıyla yürü sen üzerinde. Sarsmayacağım, koparmayacağım. Aksine inanacağım hiçbir zaman yere düşmeyeceğine. Söz sana, gözümde hiç düşmeyeceksin. Sen yeter ki kandır beni...

Dediklerimi yapıyor-muş, söylediklerimi dinliyor-muş, beni seviyor-muş gibi davran, nolur. Muş gibi yapmana da izin var, ona da inanacağım. Hiç şüphelenmeyeceğim senden. Şüphe ediyor-muş gibi olmayacağım. Gibi gibi yaşayalım her şeyi. Gerçekle düş arasında, mış gibi... Yaşıyor-muş, seviyor, sevişiyor-muş gibi ...

Yalanlarını, muş gibi yapmalarını, her şeyi kabul ettim gitti. Kurduğum bütün kuleleri başıma yıksa da gerçek tarafı işin, yeniden yapabilirim hepsini. Aklından geçen her şeyi yeniden inşa etmeye de kabul. Tüm bu gölge oyunlarına bir çocuk gibi kanacağım, söz.



Ama kabul edemediğim şey canım, neden, neden böyle?





yazarken: Vega-Tadın Kaldı

Yorumlar

  1. -mış gibi yaşamak, -muş gibi düşünmek, -mış gibi paylaşmak, -muş gibi anlamak,-muş gibi bakmak, hissetmek, öpmek, dokunmak, konuşmak, -mek,-mak...... neden?? neden??? "içsel paradokslar" geriye sadece ifade yeteneği kalıyor.. ben neden benim o neden o?? ya ben o olsaydım yinede bakar-mış gibi yaparmıydım?? içimde -mış'lı bir mantık olurmuydu??

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar