Günlük/Af

Anlamıyorsun, affedemem.
Düşündükçe beynimin bi tarafı eziliyor gibi. Tanrım, içim eziliyor resmen. Yaptıklarını hatırladıkça, beni mecbur ettiği şeyleri. Hayatımı mahvettikleri zamanı, beni ittikleri saçmalıkları. Elimde olsa silerim hepsini. Paramparça ederim, yeter ki gözüm görmesin. Ama görüyorum, tam karşımda. Dolanıyor, yaşıyor. Tanrım, gülüyor hala.


Nasıl yapıyor bunu? Sen nasıl izin veriyorsun tüm bunlara?
Asla affetmeyeceğim bu yüzden. Seni de , onu da. Tüm bu yaşananların bana ne kadar ağır geldiğini anlayamazsın. Düşündüğün kadar, gördüğün kadar güçlü değilim. Biriktikçe içimde bunlar, yaşayamıyorum. Gülemiyorum, eğlenemiyorum. Ama sen suyun yüzeyini gördüğünden hep, derine inmekten hep korktuğundan havuzun dibindeki beni seçemedin. Öylece yatıyorum gör artık! Tanrım, gör artık beni, ölüyorum!


Hazmedemiyorum, anlasana. Çok karanlık günlerdi, o gülüp eğlenirken, devam ederken kaldığı yerden mahvetmeye ben çok karanlık günler geçirdim. Asla öğrenmeyeceksin, asla bilmeyeceksin. Kimse bilmeyecek. Ama birazcık anla artık ne olur.


Kendimden başka birine ihtiyaç duyuyorsam şuan, bunun tamamı senin suçun. Eriyorsam yavaş yavaş, artık tanımıyorsan suratımı, bildiğin kişi değilsem, tüm bu kokuşmuşluğun suçlusu sensin.



Çok zor günler bunlar, anla artık, nolur.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar