Şeytan bunun neresinde?




Şu evreni yaşanır kılan tek şey, giz. 

Kabul.


Sorgusuz sualsiz inanıyorsak, 

Kitapları büyük bir merakla sağından okuyup, solundan yorumluyorsak,
Güneşin doğuşu umudu yeşertiyorsa,
Ve batışı nihayete ermekse... 

Nihayet, güzelse...

 

Kötülükleri göğüsleyebiliyor, yalanları hazmedebiliyorsak,
Kırılganlıkları yenin içinde saklıyor, gülümsemeleri hep hazırda tutuyorsak, 

Alabildiği kadar mutluluk, olabildiği kadar huzura razıysak, 
Nasılsa hepsinin bir mükafatı var deyip rahatça uyuyorsak...


İşte bunlar hep giz ve getirdikleri.

Bilinmeyene karşı duyulan sonsuz merak, korku, tapınma, katıksız inanma. 
Kötü günlerin sonunun güneşli günlere çıkacağına inanmak, bizi ayakta tutan tek şey.


Fakat madalyonun diğer yüzü böyle değil. 

Hiç değil.

Evrenin içindeki leblebi tozu olarak, kendi hayatımda biraz daha gize ihtiyacım yok. 
Hakkında bildiklerim beni mutlu ederken, bilmediklerim büyük bir buhrana batırıyor. 

Mutluluğunu paylaş; üzüntünü, ter döktüğün günleri, küfür ettiğin şeyleri... 
Büyük kırılganlıklarını, sonsuz egolarını, ana kuzuluğunu, metropol adamlığını... 
Pek tabii nefretini, en çok da sevgini, hiç yoksa ilgini...

Paylaş, gizleme.

Gizledikçe, benim dolandığım şehirlerde seni başkalarıyla görüyorum. 

Sevincini paylaşırken bir başkası, yatağında uyurken bir başkası. 
Gömleğinin yakasında başkası, bardağının kenarında başkası.
Kafamı nereye çevirsem başkası.


Evrenin gizleri bana hep iyi birini hayal ettirirken, senin gizlerin rezil şeyleri akla getiriyor.
Kabuslarla uyanıyorum, güpegündüz kabus.


Bunları ben istemedim, bunlar sensin. 

Ben sadece sunulanı kabul ettim. 
Güneşli günler hatrına.

Ama düşünsene, ya şöyle olursa... 

Giz; gizi doğurursa?
Ya ben de gizlersem, hep başkaları olursa...

Yazık olmaz mı güneşli günlerin hatrına?

Olur, çok yazık olur. 

Yine senden çok, ben üzülürüm. 
Ancak hırs öyle tehlikeli bir şey ki, insanın kendi ipini çekmesine sebep. 
Hem de sıfır pişmanlıkla.

Özgürleşmek güzeldir ama birlikte özgürleşmek daha güzel.

Tabi insanoğlu iyi niyeti anlamak istemeyince,
Sizin mide bulandıran samimiyetiniz ilerledikçe, bende de bir kalkışma oluyor. 


Ya tanrı parçacığı ya da bok yolu.
Bu giz başka türlü çözülmeyecek.






Yorumlar

Popüler Yayınlar