Kağıt Kesiği




Sizin hiç anneniz, babanız öldü mü?

Kağıt kesiği, soğuk yangını gibi…
Boğaza kadar gelip, sonsuza kadar orada duran bir yumru.
Yutsan, yutulmuyor.
Nefes alsan, olmuyor.
O dakikadan itibaren tarifsiz bir acı.
Evin bütün camları yere inmiş de hepsi gelmiş kalbine batmış gibi.
Ama bunun sesini seninkinden başka hiçbir kulağın duymamış olması gibi.


Saatlerdir İzmir saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin’in tabutunun üstüne kapanmış kızına bakıyorum.
Söyler misiniz, şimdi hangi devlet, hangi siyasi güç, hangi dünya lideri şu çocuğa hesap verebilir?
Ya da hiç düşündünüz mü bu çocuk ne düşünür?

Ben söyleyeyim.

Onun babası, benim annem.
Biri şehit, biri kaza kurbanı.
Biri siyasi terör, biri trafik terörü.
Birinin katili kendi aklınca özgürlük savaşçısı, diğeri Dominos kuryesi.
Sonuç: Acı.
Sonuç: Acı.
Her gün daha çok, daha çok katlanan bir acı.

Düşünceler mi?
Onlar aynı.
Yani:


O an, tek düşündüğüm bunun bir kabus olduğu.
Niye ağlıyor bu insanlar? Deli misiniz?
Çöp mü benim annem? Siyah poşete koyulacak insan mı?
Benim yıkadığım annem değil. Annem böyle güçsüz değil.
Benim dağ gibi annem, hükümet gibi annem sığar mı hiç tahtadan kutuya?
Yahu anne, baba ölür mü?


Biz annemle o güne dek, yalnızca çiçek ektik toprağa.
Anne-baba toprağa ekilir mi?

Ne acılar çekmiş, aylarca karnında taşımış.
Mucize gibi.

Beslemiş, büyütmüş, ateşim çıksa o benden çok yanmış.
Ben biraz gülümsesem, onun yüzünde çiçekler açmış.
Ufak bir başarım olsa, o sanki uzaya çıkmış.
Şimdi bunca şeyi yaşamış, kanlı canlı, kalbi belki hepimizden çok atan…
3 çocuk için ayrı, dünya için ayrı uğraşan…
İnsan.
Ölür mü?

Aniden.
Yürek ferahlar mıydı bilmiyorum ama son bir kere sesini duyamadan.
Sarılamadan.
Çat diye.

Anne, baba hiç böylesine nedensiz ölür mü?

Bu ülkede ölüyor.
Terör diyoruz, cinayet diyoruz, kaza diyoruz, kader kısmet diyoruz.
Geride kalan da alışır diyoruz.
Alışmıyor.

İşin gerçeği şu ki:

Şimdi bu çocuk, hepimize düşman.
Babasının adını değil parka, ülkeye verseniz…
Terörü bitirip dünya barışını getirseniz…
Bu çocuk hepimize düşman.


Çünkü ben hala annemi bekliyorum.
O da ömrünce babasını bekleyecek.
Beklediği her gün, buna sebep olan kim varsa lanetleyecek.


Kalpte lanet tohumu büyütmek, ne büyük sancı.
Her güzel şeyin kenarından bir sarmaşık gibi filizleniyor.


Şu çocukların gözyaşları dinmediği sürece.


Siyasetiniz, projeleriniz, inandıklarınız…
Yasalarınız, hükümleriniz, partileriniz…


Hepsi yerin dibine batsın.








Yorumlar

Popüler Yayınlar