Son

O.'a




Ölüyorum.


Hayatımdaki her şeyin akıl almaz hızda yer değiştirmesine katlanamayan ben, artık , tam da şimdi, sonunda; ölüyorum.
Hoşça kal.


Teninin ısıtmadığı bir yatağın anlamsızlığını, gereksizliğini, sızısını sana anlatamamanın, inandıramamanın verdiği öfke dayanılmaz. Dayanamıyorum. Yeni yetme bi kadın gibi, babasız bir çocuk ya da... Ya da sen ne dersen, ne demek istersen, nasıl düşünmek istersen öyle. Bu şey sen nasıl istersen öyle.

Ben büyüdükçe, hangi şehre gidersem gideyim ve hangi yatakta yatarsam yatayım o da benimle büyüyor, geliyor, yatıyor uyuyor yanıbaşımda. Senin yanında kim var peki? Ne var? Elinde ne kaldı?

Yani ne kadar yaşayabiliriz ki daha fazla? On yıl, yirmi? Otuz? Sensiz daha ne kadar yaşayabilirim sanıyorsun?
Arabesk bir aşktan bahsetmıyorum sana, her köşe başında görebileceğin öpüşen çifte kumrularınki gibi değil. Sadece yatağın bağladığı tutkular gibi değil. Romanların süslü sahneleri gibi değil.

Fazla gerçek bu. Sen, ben, yıllar. Şarkılar, geceler, gündüzler. Beraber ağladığımız iskele, Hisar'ın üstünde duman altı olduğumuz oda, sarhoş olduğumuz gülüp durduğumuz bar... Hepsi. Bunlar gerçek. Ve şimdi sen bu gerçekliği, göğsümün orta yerinden kanırta kanırta koparıyorsun. Ellerin, üstün başın kan oluyor üstelik.

1,65lik bir vücuda ne kadar anı yüklenebilirse, ne kadar acı, ne kadar tutku, ne kadar tahammülsüzlük... Hepsini yükledin. Uzun, upuzun yıllar boyunca. Şimdi her şeyin bilincine varacak yaşa gelmişken, tam da sınırlarımızı kaldırıp geniş bir alan yaratabilecekken birbirimize aptal bir inatçılık, gereksiz bir kararlılıkla bıçak gibi kökünden kesmeye kalkıyorsun. Hayır, yapma.

İki hırçın çocuk olarak başladık biz... Neden büyürken her şeyiyle yanımda olan adam, yaşlanırken yanımda yok?


Nerde olursan ol, kiminle nasıl olursan... Lütfen, bir şekilde... Ulaş, gel, koş, bir şey yap. Seni gözümün önüne alıp, herkesi sana benzetip, gerçeklikten kopabilecek bir zamandayım. Ve bu da çok acıtan bir gerçek.




Ama inanmayan birini inanmaya zorlamak... Bunun tarifsiz imkansızlığı daha gerçek, daha canlı. Bu yüzden diyorum ya; hayatımdaki her şeyin akıl almaz hızda yer değiştirmesine katlanamayan ben, artık , tam da şimdi, sonunda; ölüyorum.

Hoşça kal.




yazarken: Teoman-Kim

Yorumlar

  1. yazılarını seviyorum kadın! için ne güzel de yaşıyor bayılıyorum...

    YanıtlaSil
  2. hazırlık yıllarıma geri döndüm bu yorumla; alt kattan sevgiler..

    yaz sen de

    YanıtlaSil
  3. ahaha nostalji çok dramatik oldu duygulandım

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar